27 Aralık 2009 Pazar
HER GÜN İSTENEN 8 ŞEY ! ? ! ? ! ?
İmam-ı Şafii Hazretleri bir sabah namazdan sonra evine dönerken yolda birine rastlar.Adam önce selam verir iyi dilek ve duada bulunduktan sonra da"hayırlı sabahlar"manasında"nasıl sabahladın?der.
Hazret-i imam nasıl sabahladıgını şöyle anlatır;
-Sekiz tane şeyin benden istendigini düşünerek sabahladım !
Adam şaşırır ;
-Ya imam kim sizden 8 tane şey istiyebilir?sizin kimseyle takışık bir işiniz yoktur ki?
Hazreti imam tebessüm ederek meseleyi açar;
- Bak benden her sabah kimler neler istiyorlar der ve şöyle izah eder:
1)Rabbim benden farzını istiyor
2)Resulullah (s.a.v)benden sünnetini istiyor
3)Aile çoluk çocuk günlük masrafını istiyor
4)Nefis kendine tabi olmamı istiyor
5)Şeytan arkasından gitmemi istiyor
6)Kiramen katibin melekleri iyi şey yazdırmamı istiyor
7)Geçen günler ihtiyarlanmamı istiyor
8)Son olarak da Hazreti Azrail hazır olmamı istiyor..
İşte ben bütün bu isteklerin muhatabı olarak sabahlamış bulunuyorum.Her sabah bu sualler cevap bekliyor.
Hazret-i Şafii'yi dinleyen adam düşünmeye başlar.
Bir kaç saniyelik tefekkürden sonra sorar;
-Ya imam bu saydıgın şeyler sadece sendenmi isteniyor yoksa bendende isteniyormu?
İmam tebessüm eder ;
-Orasını ben diyemem sen düşün !
Adam başını aşağı eğer söylenerek devam eder;
-Meger her sabah benden neler isteniyormuşta haberim yokmuş.Bende düşünmeliyim bunları!....
Ne dersiniz sizden de her gün böyle 8 şey isteniyormu???
selam ve dua ile
24 Aralık 2009 Perşembe
BU NE HADSİZLİK , BU NE TERBİYESİZLİK ! ! ! . . .
S.A
Mahmure.com un yazarlarından Tuğçe Özel in bir yazısı bugün dikkatimi çekti. Yazıda en çok dikkatimi çeken ve okurken "yuhhh artık " dediğim paragrafları aynen sizlerle paylaşıyorum. Yazının devamını okumak isteyenler buraya tık tık !
"Oysa tarihe baktığımızda, Yunan mitolojisin de bile eşcinsel karakterlerle karşılaşırsınız. Ve tarihte kimse dönüp de Platon'a 'Oğlum sen ne ayaksın' demez. Çünkü onun fikrine, düşüncelerine ve felsefesine önem verir. Cinsel kimliğiyle savaşmak bir yana dursun, saygı duyar. Ya da bırakın mitolojiyi kendi tarihimize bakalım. Fatih Sultan Mehmet'in eşcinsel olduğunu neden kabullenemiyoruz? Birçok ünlü tarihçi Fatih Sultan Mehmet'in eşcinsel olduğunu söylüyor ve belgelerle bunu kanıtlıyor. Ama biz, olmaz öyle şey, koskoca padişah, İstanbul'u fethetmiş eşcinsellik ne demek! Sapına kadar erkektir Fatih Sultan Mehmet, cümleleriyle savunmaya geçiyoruz. Yani kısaca diyoruz ki; erkek adam savaşır, erkek adam fetheder, erkek adam padişah olur! Oysa kafamızı biraz yukarı kaldırsak eşcinsel başbakanların koskoca ülkeyi yönettiğini görebiliriz.
.................
Bakın her şeyi geçtim, evde çekirdek çitlerken televizyonda Bülent Ersoy'u izleyip eğlenen ebeveynler, kendi çocuklarının eşcinsel yaklaşımlarını görmezden geliyor. Olmaz öyle şey diyor. Oysa Bülent Ersoy'u, Zeki Müren'i ayakta alkışlamayı biliyor! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu... Yani başkasının başına gelirse olabilir, ama bizim başımıza sakın ha gelmesin. Sanki bu bir hastalık! Bu bir tercih değildir, önce bunu kabullenmemiz gerekiyor.
................
Konuşulacak, eteklerimizdeki taşları dökecek daha çok zamanımız var, biliyorum ve bu konu hakkında yine yazacağımı düşünerek yazıma 'şimdilik' son veriyorum. Eleştirmeden, düşünmeden konuşmamak adına da Sait Faik'in şiirinden bir kesitle size bir hatırlatma yapmak istiyorum; bir insanı sevmekle başlar her şey...
Mahmure.com yazarı
Tuğçe Özel"
Şimdi gelelim sizlerle paylaşmak istediğim düşüncelerime ;
Peygamber Efendimizin (s.a.v) mübarek hadislerine konu olmuş bir Osmanlı Sultanı olan FATİH SULTAN MEHMET HAN'a sen kim oluyorsunda "eşcinsellik" yakıştırması yapıyorsun ? Zaten o belgeleri de eminim eşcinsel olan tarihçiler düzenlemiştir ki bir nebze olsun eçşcinselliğe daha sıcak ve ılımlı bakalım !
Allah'ın lanetlediği bir ilişki türünü kullar nasıl hoşgörür ! Biz kimiz ki Rabbimizin lanetine "yok canım onlarınki seçim değil hastalık " diyelim !
Bir diğer konu ise Zeki Müren ve Bülent Ersoy'u SANATLARINDAN DOLAYI Türk halkı tabii ki ayakta alkışlar . Ama sen bunu tutupta "Türk milleti eşcinselleri alkışlıyor!" diye başlık atıpta eşcinsellere olan sempatinde kullanamassın !
Pompei Şehrinin "taş kesilmiş" insanlarını ne çabuk unuttun ! Rabbim aynı şekilde azabını göstermeye kadir değil midir? Elbette kadirdir ! ! !
Unutanlar için (nacizane) bir hatırlatma ;
"İtalya’da Pompei şehrinin tüm halkı günümüzden 1929 yıl önce taş kesilerek öldü… Vezüv yanardağı hepsinin üzerini lavla örtmüştü… Şehir haritadan silindi…Tarih 23 Ağustos 79… Pompei’de Roma İmparatorluğu hüküm sürmekte… İmparatorluğun başında ise Caligula var… Tarihin gördüğü en gaddar ve en sapık hükümdarlarından biri…Şehrin “edepsizliğe” düşkünlüğü nedeniyle tarihten silindiğine inanç çok büyüktür. Hatta bazılarına göre Pompei de, Sodom ve Gomore gibi Allah tarafından cezalandırılan şehirlerden biridir.İmparator Caligula zaten kendi kızkardeşine aşık olarak en büyük günahı işliyordu. Halkın ise ondan geri kalır yanı yoktu. Bir ticaret şehri olan Pompei’nin dört bir yanı genelevlerle çevriliydi.Dil bilmeyen gemiciler bu genelevleri bulmakta zorluk çekmesinler diye binaların üzerinde penis şekilleri vardı. Ayrıca eşcinsellik de normal karşılanıyordu.Nüfusun yüzde 60’ı asil halktan, yüzde 40’ı köleden oluşuyordu. Asiller müthiş bir zenginlik içindeydi. Rivayete göre önce yemek yer, daha sonra yediklerini kaz tüylerini kullanıp kusarlardı. Nedeni ise daha fazla yemek yiyebilmek, yemek zevkinden sonuna kadar faydalanmaktı...Felaket günü şehirde normal hayat devam ediyordu. O gün hava her günkünden biraz daha boğucuydu… Üstelik çok hafif de bir deprem olmuş, ama önemsememişlerdi. Biraz sonra kül yağmuru başladı. İnsanlar önce umursamadı. Belli ki yaşlı Vezüv daha önce de böyle faaliyetlerde bulunmuştu… Ama bu seferki geçmedi, bitmedi…Paniğe kapılanların bazıları limana doğru koşmaya başladı, bir kısmı ise kendini evine kapadı…Limana doğru koşanları kötü bir sürpriz bekliyordu… Deniz kabarmıştı, azgın dalgalar gemileri lavlara doğru atıyordu. Zaten gökten de iri kum taneleri şeklinde kızgın taşlar yağmaya başlamıştı…Evlerine sığınanlar ise, yoğun kükürt dumanından boğulmamak için kendilerini dışarı atmakta, bu defa da üzerlerine yağan taşlarla helak olmaktaydılar.İlk kayıplar yere düşen gaz yüklü siyah taşların patlamasıyla verildi. Gökyüzü kararmıştı, göz gözü görmüyordu.Tüm şehrin yok olması birkaç saat sürdü. Korkunç felaketten kimse kurtulamadı. 18 kilometrelik bir alan içerisindeki Pompei lavlar altında kalmıştı.Pompei'nin 16 bin kişilik nüfusunun büyük bir bölümü taş olmuştu. Vezüv öylesine kuvvetli püskürmüştü ki, kül bulutları, felaketi haber verircesine Anadolu, Suriye hatta Mısır'a kadar uçuşmuştu. Lavlar Pompei ve komşu şehirleri öylesine aniden yok etmiş ve taş kesmişti ki; bugün o insanların günlük yaşayışlarını, yeni kurulmuş bir film seti gibi görebilmekteyiz.Ocaktan indirilmemiş bir domuz, fırından çıkarılamamış ekmekler, sırtlarındaki mücevher çuvalıyla sokak kapısını açmaya çalışırken yığılıveren kadın ve erkekler…Kiminin başı ellerinin arasında, kimi çocuğuyla kaçma derdinde…Bir yanda, şehir kapısı önünde üst üste yığılmış cesetler… Öte yanda, bir zengin evinde cenaze şölenine katılan ve yerlerinden kalkmaya bile fırsat bulamadan ölen insanlar… İsis tapınağı, tiyatro... Hepsinin de yaşadıkları son anları dondurulmuş bir şekilde duruyor. Yazıcı dükkânındaki balmumu tabletler, kitaplıktaki papirüs tomarları, hamamlarda kaşağılar, meyhane tezgâhlarında kadehler ve son müşterilerin bıraktıkları paralar…Ev ve dükkân kapılarında sahiplerinin isimleri, umumi tuvaletlerdeki pislik bulaşıkları bile aynen duruyor.Tüm zenginlikler, makamlar, güzelliklerle birlikte Pompei’nin insanları taş oldu. O insanlar bugün İtalya’da açık hava müzesinde görülebilir…"
Alıntıdır ; http://www.maxicep.com/belgesel/tas-kesilmis-insanlar-203263.html
Bu tarz sapıklıkların hepsi Dini bilgi , ilmihal eksikliğinden kaynaklanıyor. ebeveynler ne kadar bilgili olursa (dini yönden) o kadar güzel ve donanımlı evlatlar yetişiyor. Neden eşcinsel tipler hep aynı bölgelerden çıkıyor ? Neden bazılarının mütasıp dediği bölgelerden eşcinsel çıkmıyor ? Bunu hiç düşündünüz mü ?
RABBİM CÜMLEMİZE EVLATLARIMIZI RABBİMİZE HAYIRLI KUL EFENDİMİZE(S.A.V) HAYIRLI ÜMMET OLARAK YETİŞTİRMEYİ NASİP ETSİN !!! (AMİN)
selam ve dua ile
Mahmure.com un yazarlarından Tuğçe Özel in bir yazısı bugün dikkatimi çekti. Yazıda en çok dikkatimi çeken ve okurken "yuhhh artık " dediğim paragrafları aynen sizlerle paylaşıyorum. Yazının devamını okumak isteyenler buraya tık tık !
"Oysa tarihe baktığımızda, Yunan mitolojisin de bile eşcinsel karakterlerle karşılaşırsınız. Ve tarihte kimse dönüp de Platon'a 'Oğlum sen ne ayaksın' demez. Çünkü onun fikrine, düşüncelerine ve felsefesine önem verir. Cinsel kimliğiyle savaşmak bir yana dursun, saygı duyar. Ya da bırakın mitolojiyi kendi tarihimize bakalım. Fatih Sultan Mehmet'in eşcinsel olduğunu neden kabullenemiyoruz? Birçok ünlü tarihçi Fatih Sultan Mehmet'in eşcinsel olduğunu söylüyor ve belgelerle bunu kanıtlıyor. Ama biz, olmaz öyle şey, koskoca padişah, İstanbul'u fethetmiş eşcinsellik ne demek! Sapına kadar erkektir Fatih Sultan Mehmet, cümleleriyle savunmaya geçiyoruz. Yani kısaca diyoruz ki; erkek adam savaşır, erkek adam fetheder, erkek adam padişah olur! Oysa kafamızı biraz yukarı kaldırsak eşcinsel başbakanların koskoca ülkeyi yönettiğini görebiliriz.
.................
Bakın her şeyi geçtim, evde çekirdek çitlerken televizyonda Bülent Ersoy'u izleyip eğlenen ebeveynler, kendi çocuklarının eşcinsel yaklaşımlarını görmezden geliyor. Olmaz öyle şey diyor. Oysa Bülent Ersoy'u, Zeki Müren'i ayakta alkışlamayı biliyor! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu... Yani başkasının başına gelirse olabilir, ama bizim başımıza sakın ha gelmesin. Sanki bu bir hastalık! Bu bir tercih değildir, önce bunu kabullenmemiz gerekiyor.
................
Konuşulacak, eteklerimizdeki taşları dökecek daha çok zamanımız var, biliyorum ve bu konu hakkında yine yazacağımı düşünerek yazıma 'şimdilik' son veriyorum. Eleştirmeden, düşünmeden konuşmamak adına da Sait Faik'in şiirinden bir kesitle size bir hatırlatma yapmak istiyorum; bir insanı sevmekle başlar her şey...
Mahmure.com yazarı
Tuğçe Özel"
Şimdi gelelim sizlerle paylaşmak istediğim düşüncelerime ;
Peygamber Efendimizin (s.a.v) mübarek hadislerine konu olmuş bir Osmanlı Sultanı olan FATİH SULTAN MEHMET HAN'a sen kim oluyorsunda "eşcinsellik" yakıştırması yapıyorsun ? Zaten o belgeleri de eminim eşcinsel olan tarihçiler düzenlemiştir ki bir nebze olsun eçşcinselliğe daha sıcak ve ılımlı bakalım !
Allah'ın lanetlediği bir ilişki türünü kullar nasıl hoşgörür ! Biz kimiz ki Rabbimizin lanetine "yok canım onlarınki seçim değil hastalık " diyelim !
Bir diğer konu ise Zeki Müren ve Bülent Ersoy'u SANATLARINDAN DOLAYI Türk halkı tabii ki ayakta alkışlar . Ama sen bunu tutupta "Türk milleti eşcinselleri alkışlıyor!" diye başlık atıpta eşcinsellere olan sempatinde kullanamassın !
Pompei Şehrinin "taş kesilmiş" insanlarını ne çabuk unuttun ! Rabbim aynı şekilde azabını göstermeye kadir değil midir? Elbette kadirdir ! ! !
Unutanlar için (nacizane) bir hatırlatma ;
"İtalya’da Pompei şehrinin tüm halkı günümüzden 1929 yıl önce taş kesilerek öldü… Vezüv yanardağı hepsinin üzerini lavla örtmüştü… Şehir haritadan silindi…Tarih 23 Ağustos 79… Pompei’de Roma İmparatorluğu hüküm sürmekte… İmparatorluğun başında ise Caligula var… Tarihin gördüğü en gaddar ve en sapık hükümdarlarından biri…Şehrin “edepsizliğe” düşkünlüğü nedeniyle tarihten silindiğine inanç çok büyüktür. Hatta bazılarına göre Pompei de, Sodom ve Gomore gibi Allah tarafından cezalandırılan şehirlerden biridir.İmparator Caligula zaten kendi kızkardeşine aşık olarak en büyük günahı işliyordu. Halkın ise ondan geri kalır yanı yoktu. Bir ticaret şehri olan Pompei’nin dört bir yanı genelevlerle çevriliydi.Dil bilmeyen gemiciler bu genelevleri bulmakta zorluk çekmesinler diye binaların üzerinde penis şekilleri vardı. Ayrıca eşcinsellik de normal karşılanıyordu.Nüfusun yüzde 60’ı asil halktan, yüzde 40’ı köleden oluşuyordu. Asiller müthiş bir zenginlik içindeydi. Rivayete göre önce yemek yer, daha sonra yediklerini kaz tüylerini kullanıp kusarlardı. Nedeni ise daha fazla yemek yiyebilmek, yemek zevkinden sonuna kadar faydalanmaktı...Felaket günü şehirde normal hayat devam ediyordu. O gün hava her günkünden biraz daha boğucuydu… Üstelik çok hafif de bir deprem olmuş, ama önemsememişlerdi. Biraz sonra kül yağmuru başladı. İnsanlar önce umursamadı. Belli ki yaşlı Vezüv daha önce de böyle faaliyetlerde bulunmuştu… Ama bu seferki geçmedi, bitmedi…Paniğe kapılanların bazıları limana doğru koşmaya başladı, bir kısmı ise kendini evine kapadı…Limana doğru koşanları kötü bir sürpriz bekliyordu… Deniz kabarmıştı, azgın dalgalar gemileri lavlara doğru atıyordu. Zaten gökten de iri kum taneleri şeklinde kızgın taşlar yağmaya başlamıştı…Evlerine sığınanlar ise, yoğun kükürt dumanından boğulmamak için kendilerini dışarı atmakta, bu defa da üzerlerine yağan taşlarla helak olmaktaydılar.İlk kayıplar yere düşen gaz yüklü siyah taşların patlamasıyla verildi. Gökyüzü kararmıştı, göz gözü görmüyordu.Tüm şehrin yok olması birkaç saat sürdü. Korkunç felaketten kimse kurtulamadı. 18 kilometrelik bir alan içerisindeki Pompei lavlar altında kalmıştı.Pompei'nin 16 bin kişilik nüfusunun büyük bir bölümü taş olmuştu. Vezüv öylesine kuvvetli püskürmüştü ki, kül bulutları, felaketi haber verircesine Anadolu, Suriye hatta Mısır'a kadar uçuşmuştu. Lavlar Pompei ve komşu şehirleri öylesine aniden yok etmiş ve taş kesmişti ki; bugün o insanların günlük yaşayışlarını, yeni kurulmuş bir film seti gibi görebilmekteyiz.Ocaktan indirilmemiş bir domuz, fırından çıkarılamamış ekmekler, sırtlarındaki mücevher çuvalıyla sokak kapısını açmaya çalışırken yığılıveren kadın ve erkekler…Kiminin başı ellerinin arasında, kimi çocuğuyla kaçma derdinde…Bir yanda, şehir kapısı önünde üst üste yığılmış cesetler… Öte yanda, bir zengin evinde cenaze şölenine katılan ve yerlerinden kalkmaya bile fırsat bulamadan ölen insanlar… İsis tapınağı, tiyatro... Hepsinin de yaşadıkları son anları dondurulmuş bir şekilde duruyor. Yazıcı dükkânındaki balmumu tabletler, kitaplıktaki papirüs tomarları, hamamlarda kaşağılar, meyhane tezgâhlarında kadehler ve son müşterilerin bıraktıkları paralar…Ev ve dükkân kapılarında sahiplerinin isimleri, umumi tuvaletlerdeki pislik bulaşıkları bile aynen duruyor.Tüm zenginlikler, makamlar, güzelliklerle birlikte Pompei’nin insanları taş oldu. O insanlar bugün İtalya’da açık hava müzesinde görülebilir…"
Alıntıdır ; http://www.maxicep.com/belgesel/tas-kesilmis-insanlar-203263.html
Bu tarz sapıklıkların hepsi Dini bilgi , ilmihal eksikliğinden kaynaklanıyor. ebeveynler ne kadar bilgili olursa (dini yönden) o kadar güzel ve donanımlı evlatlar yetişiyor. Neden eşcinsel tipler hep aynı bölgelerden çıkıyor ? Neden bazılarının mütasıp dediği bölgelerden eşcinsel çıkmıyor ? Bunu hiç düşündünüz mü ?
RABBİM CÜMLEMİZE EVLATLARIMIZI RABBİMİZE HAYIRLI KUL EFENDİMİZE(S.A.V) HAYIRLI ÜMMET OLARAK YETİŞTİRMEYİ NASİP ETSİN !!! (AMİN)
selam ve dua ile
BUGÜN ÖZEL BUGÜN GÜZEL BİRGÜN ! ! !
DOĞUM GÜNÜ-AYNA
Bugün benim doğum günüm !
İyiki doğmuşum , İyiki Rabbim bana böyle bir ömür nasip etmiş :))
8 seneden sonra eşimden ayrı ilk doğum günüm :((
biraz burukluk var tabii . . .
Ama genelde ben doğum günlerimde daha bir neşeli daha bir sevinçli olurum :))
Rabbim cümlemizle beraber banada hayırlı uğurlu ibadetli ömürler nasip etsin !!!
selam ve dua ile
21 Aralık 2009 Pazartesi
NAMAZI "SATAN" ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ ! ! !
"***Alışveriş merkezi değil aslında bunlar; kendi ifadeleriyle ve iddialarıyla "Yaşam Merkezi". Demek istiyorlar ki, "Bu kapıdan içeri girdiğinizde, yaşamanız için ne lazımsa bulacaksınız! Dışarı çıkmanıza, sokaklarda vakit kaybetmenize gerek yok. Açsanız restorantımız var. Film seyretmek isterseniz sinemamız hazır. Oynamak isterseniz, hem çocuklarınız hem sizin için oyun salonları kurduk. Tuvalet ihtiyacınızı da görebilirsiniz. Ayakkabıdan tornavidaya, fotoğraf makinesinden kitaba her şeyi bizden alın; başka yere yorulmayın. Kahve bile içebilirsiniz, dilerseniz. Tıraş da olabilirsiniz. " Tüm bu yaşama seçeneklerinin bir istisnası var ama...
"Namaz kılacaksanız, dışarı!" Niye ki? "Dışarıda cami var, mescid var!" ukalalığı... İyi ama dışarıda da sinema var, dışarda da dükkanlar var demeye kalmıyor. Zaten namaz kıldığını söyleyemeyecek kadar eziğiz ya biz... Boynumuz bükük kabulleniyoruz şartları. Bir koşu dışarı çıkıp aradan çıkarıyoruz namazımızı. AVM yöneticileri bildiklerini okusunlar. Dinimizin nasıl yorumlanacağına da karar versinler; bizim kıldığımız namazı bize öğretsinler. "Kaza edersiniz!" küstahlığı...
Galiba en elem verici olanı da, meselâ Carrefoursa' da, mesela Capitol'de alışveriş yapan ve isimlerini az sonra öğreneceğiniz diğerlerine de milyonlarca TL kazandıran dindarların namazlarını zamanında ve namazın onuruna yaraşır bir mekanda kılmayı dert edinmemeleri, dahası belki de namaz kılmanın kendisini dert edinmemeleri. ..
Sanıyorum Capitol yönetimine yazdığım Kalite Yönetimi Şikayet Formu arşivlerde bir yerde duruyordur. Ama hallerinden memnunlar ki, müslümanlara meydan okurcasına kıl kadar dert edinmiyorlar mescit yokluğunu. Bir de ödül almışlar! Bravo! Galiba Carrefoursa' lar SA'larını ödünç aldıkları merhum Sakıp Ağanın dine ve dindarlara müsamahalı bakışından az da olsa ders almıyorlar. "Biz biliriz!" edasındalar.. . Ne diyelim biz şımarttık onları.
Hatta bunlardan biri var ki, sırf Başbakan'a açılışta mahcup olmamak için Maltepe şubesinde yaptırdıkları "açılış mescidi"ni Başbakan ayrılır ayrılmaz kapattı. Aymazlık! Terbiyesizlik!
Beni aşırı tepkisel bulursanız, işin başka bir boyutunu daha hatırlatayım. Dikkatinizden kaçmış olabilir. Bu AVM'lerin sadece müşterileri değil, çalışanları da var. Kimi yerde binlere ulaşan bu çalışanlar arasından çalışma saatleri içinde namaz kılmak isteyenleri de mağdur ediyor bu kendini bilmezler. Bana kalırsa, mescid konusundaki dirençlerinin önemli bir bileşeni, çalışanlarını namaz kılmaktan caydırmak...
İnanmayacaksınız ama, benim gençliğimde, 70'li ve 80'li yıllarda, şehirlerarası otobüslerin mola verdiği tesislerin çoğunda da mescit olmazdı. Hatta utana sıkıla sorardık "mescit var mı?" diye. Onlar da olmaması gerekiyormuş edasında terslerdi bizi. Ama sonra n'oldu? Baktılar ki, müşteri gelmiyor mescit olmayınca, her yer mescidleniverdi. En azından, mescid bulundurmayı müşteri memnuniyetinin şartı olarak görmeye başladılar.
Yaşlılık işte; bir başka hatıra daha geldi aklıma. Çok değil, daha 90'lı yılların ortalarına doğru, İstanbul'dan Şile'ye kadar tek tek sorduğumuz halde alkolsüz lokanta bulamamıştık. Peki ya şimdi durum ne? "Alkolsüzdür" tabelasını özellikle öne çıkaran onlarca tesis! Demek ki namaz kılanların yaptırım gücü varmış..
Şimdi gücümüz şu kendini bilmez AVM'lere mi yetmiyor?
Ne diyeyim! Yuh! Sadece namaz gibi hayati bir ihtiyaca bigane kalan AVM'lere değil, namazını yaşam hakkı olarak görmeyen dindarlara da...
İşte size liste... Mümkünse uzak durun bu AVM'lerden.. . Yolunuzu gözlesinler. "Niye gelmiyor bunlar?" diye meraktan çatlasınlar. İlle de gidecekseniz, her gittiğinizde "mescidiniz nerede?" diye sorun. (Dikkat: "Mescidiniz var mı?" değil, "Mescidiniz nerede?" Yaşam Merkezi iddialarını ispatlamak istiyorlarsa, mescide, hem de en iyisinden mescide yer vermeleri zorunlulukları dır.) Hatta sözde kalmasın, şikayet ve dilek formu isteyin ve doldurun. Hem sonra, başka AVM mi yok? Aşağıda da göreceğiniz gibi, mescidli AVM'lerin sayıca da kalitece de mescidsizlerden geri kalır yanı yok:
İşte mescidi olmayan Alışveriş Merkezleri:
AK Merkez Capitol AVM Carousel AVM Kanyon AVM Carrefour Haramidere Carrefoursa Maltepe Carrefoursa Ümraniye Carrefoursa Bayrampaşa Carrefoursa İçerenköy Prestige Mall AVM World Atlantis Atrium AVM Migros AVM Beylikdüzü Capacity AVM Beş Yıldız AVM Sunway AVM Verde Molino AVM Doğuş Power Center Başak Park AVM MKM AVM Kemermall Kule Çarşı Mayadrom Akadlar AVM Colony Outlet Ömür Plaza AVM Yayla'da Süreyyapaşa Kuyumcukent Bazaar AVM Mesa Studio Plaza AVM Espri Outlet Center Bomonti Park
Şükür ki, memleketimizde her şey birilerinin sandığı gibi değil. Tebrikle ve teşekkürle bildirmem gerek ki, namazın hakkını ve müslümanın onurunu incitmeden çok güzel mescidler tasarlamış AVM'lerimiz var. Demek istenirse oluyormuş...
Bunlar da mescidli AVM'ler:
İstinye Park 1. kat Tepe Nautilist AVM 2. kat Hayatpark AVM 1. kat İstanbul Outlet Park 1. kat Kale Center AVM 1. kat Deposite Outlet Merkezi 1. kat Atırus AVM 2. kat Cevahir AVM 2. kat Palladium Rezidans ve AVM 3. kat Optimum Outlet AVM 3. kat Airport AVM 3. kat ve 4. kat Metrocity 4. kat Astoria AVM 4. kat City's Nişantaşı 5. kat Metroport AVM Bodrum 3. kat Pendik Park Outlet Center Her katta Akvaryum AVM Her katta Kadir Has Çocuk Dünyası Otopark hizasında Historia AVM Otopark hizasında Profilo AVM Zemin Via Port Outlet Zemin Maxi Center Silivri Zemin Silivri AVM Zeminde dar yer Aymerkez Olivium Outlet Center Fox City Real Beylikdüzü (bütün ihtiyaçlara yönelik bir mescidi var) M1 Meydan AVM Armonipark Outlet Center Flynn AVM 1. kat Beylicium AVM 2. kat Town Center 3. kat Paradise AVM Bodrum 2 "
SENAİ DEMİRCİ***"
Geçen günlerde bir arkadaşımdan mail olarak gelmişti.(son 4 gündür fena halde grip olduğum için yazamamıştım nasip bugüneymiş)Benim çok hoşuma gitti. Çok haklı buldum Senai Demirci'yi ! Beğendiğim yazarlardandır. Paylaşmak istedim. Daha önce hiç bu şekilde düşünmemiştim. Benim evime en yakın AVM Capitol dür. İşim olmadıkca gitmeyi sevmiyorum. Kapalı alanlar sıkar beni. En son gittiğimde ise İkindi namazım geçmesin diye otoparka inip arabada kılmıştım namazımı !!! Yazık !
Müslüman bir ülkede yaşıyoruz sözüm ona . . .
Selam ve dua ile
18 Aralık 2009 Cuma
HAYIRLI UĞURLU BEREKETLİ SENELER !!!
S.A.
Yeni yılımız mübarek olsun :) Rabbim cümlemizin evlerinden rahmetini , bereketini , sevgisini eksik etmesin. Dilerim bu sene kötülüklerden sakınıp iyiliklere koşar adım gideriz :)) (amin)
Selam ve Dua ile
16 Aralık 2009 Çarşamba
NELER OLDU ?
Vermek zorunda kaldığım arada iyi şeyler olmadı maalesef :((
En sevdiğim bana hem evinin hemde gönlünün kapısını kapattı ! Evinin kapısı önemli değil başka yerlerde de görürüm ama "Gönlünün Kapısı" nın kapanması bana çok dokundu :(
Mutlaka kendince haklı sebepleri var kırmışımdır O'nu . Ama ben yinede "Gönül Kapısı" nı kapatacak birşey yaptığımı sanmıyorum !
Çok üzüldüm ve hala üzgünüm bu üzüntümün geçeceğini (O kapı açılana kadar) sanmıyorum.
En Sevdiğimin bana son sözü şu oldu ;
Bir hüzün ki tarifi yok ,
Bir acı ki geçesi yok ,
Bir veda ki dönüşü yok…
ve bu da bana son şarkısı ;
Ahmet Kaya - Ayrılığın Hediyesi
Beni merak edip yorumlarını esirgemeyen blog sahibelerine en içten sevgilerimi yolluyorum çok teşekkürler Allah razı olsun !
Dilerim Rabbimde zor zamanlarınızda sizlerin yanında olur . . .
style m
Eylül
Efulemm
Dominika
Bu güller sizin için kabul buyurursanız ! ! !
Selam ve dua ile
İLK GÖRÜŞTE AŞKA İNANIR MISINIZ ?
Onu ilk yiğenimde gördüm ve tabiri caizse aşık oldum ! Ama telefonum daha sağlam olduğu için almayı erteledim. Eşim doğum günü hediyesi olarak aldığında (ki haberim yoktu) sevinçten havalara uçtuummmm ! Artık benimde Iphone um var ben ona "My little Pinky Iphone" diyorum. Allah isteyen herkese nasip etsin :))
Selam ve Dua ile
5 Aralık 2009 Cumartesi
3 Aralık 2009 Perşembe
PENGUEN MISIR KONSERVESİ İSTER MİSİNİZ ?
S.A. Penguen Mısır Konservesi ücretsiz konserve mısır dağıtıyor !!!!!!
Tek yapmanız gereken buraya girmek ve istediğiniz kişilere "sanalda yemek ısmarlamak :)"
(kampanyayı duyunca haber vermek istedim, bilginize sunulur ... )
selam ve dua ile
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)