23 Mayıs 2010 Pazar
" Y O S M A . . . "
"Her sabah olduğu gibi bu sabah da güneş her tarafı aydınlatıyordu.Ağaçlar yapraklarını semaya uzatmış Allah a dua ediyor,kuşlar o cıvıl nağmeleriyle Allah diyor ortama ayrı bir melodi katıyorlardı…….
Oysa “yosma”hala düşünüyordu…….İlk defa duymadığı bir ses kendinden ve tüm yaşantısından iğrendirmeye yetmişti. Düşünüyordu da bir türlü bulamıyordu sorularının cevabını.Kaç gecedir bunun için sabahlıyordu.Koca bir girdapdı içinde bulunduğu.Yusuf misali dipsiz bir kuyuydu yalnızlığı…
Öylesine çok sorusu vardı ki cevabı olmayan.Herşeyden usanmıştı.En çok da “yosma”lığından….
İçindeki o koca boşluğu kim giderirdi,kim söndürürdü yangını,kim anlardı onu taa derinden….
Ve kim kabul ederdi tüm “yosma”lığıyla …..
Anlamadığı tatmadığı birşeyler vardı.Bunları bilmek bilmenin güzelliğini öğrenmek istiyordu..gökyüzünün ahenkli ışıklarını,kuşların nağmelerini,çiçeklerin renklerini hepsini her güzelliği bilmek istiyordu….Hiç bu kadar cahil hiç bu kadar zavallı olmamıştı daha önce.çünkü bilmezdi önceleri birinin yalnız birinin ona kucak açacağını ne kadar kötü ne kadar “yosma”da olsa bir kapının ardına kadar tüm kullara açık olduğunu ….
Bir akşamüstü denize yansıyan bir görüntüydü “yosma”yı hiç bilmediği düşüncelere sürükleyen…Tüm yaşanmışlarından iğrendiren……Hiç istemediği hayatıyla yüzleşdiren.Öylesine güzel yansıyordu ki cami denize öylece dalıp gitmişti denizin mavisinde ki camiye…Ve bir ses yükseldi semaya.Daha öncede duyduğu lakin hiç oralı olmadığı bir ses “allahu ekber”Anlamını hiç bilmediği bir ses öylesine etkili öylesine huzur verici.Huzur veren bir ses hiç düşündürürmüydü insanı?Huzur veren bir ses hiç iğrendirirmiydi tüm yaşanmışlardan?Korkuyordu “yosma”önüne kadar geldiği caminin içine girmekten korkuyordu.Karşılaşacaklarından değil “yosma”lığından korkmuştu ilk defa .Sanki içeri girse tüm güzellikler çirkinleşcek hatta o huzur veren ses bile kesilecek….Derken bir el uzandı yanağından akıp giden katrelere…Koştu koştu ….Kendinden kaçarcasına “yosma”lığından kaçarcasına koştu…
Evine döndüğünde hala o ses kulaklarındaydı.Yapabilirmiydi?”Yosma”. İşte bu soru karıştırıyordu “yosma”nın kafasını .Lakin korkuyordu .Nekadar bilsede o yolun her kula açık olduğunu utanıyordu yinede… Utanıyordu kuşlar,ağaçlar gibi olamdığı için,secdeye varıp dua edemediği için.herşeyden çok bedeninden utanıyordu iğreniyordu….Dinmiyordu içindeki kasırga,tükenmiyordu gözündeki katreler…
Kalbinin durmadan çarptığı,ellerinin titrediği,gözündeki katrelerin dindiği bir anda sığınmıştı Allah a.Biliyordu ki o tüm düşkünlerin tüm kulların tek sığınayıdı. Ve artık oda kuşlar ağaçlar gibi kapanmıştı secdeye…….
Her nekadar “YOSMA” da olsa sığınmıştı ALLAH 'A……………. "
Ayşe BAĞCİVAN
Alıntıdır : www.varolmak.com
selam ve dua ile
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
ahh o yol her kula açık...ne güzel bir müjde değil mi? ne güzel bir Rab ki 'O' rahmeti gazabını aşmış..
evet kul yeterki dilesin yeterki tövbe etsin "o kapı hiç ayrım olmaksızın tüm kullara açık..."
paylaşım için allah razı olsun ...
Yorum Gönder